Bakan Canikli, TRT Haber'in Canlı Yayın Konuğu Oldu
Bakan Canikli, TRT Haber'in Canlı Yayın Konuğu Oldu
29 Nisan 2015Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli TRT Haber’de canlı yayında Gün Biterken programında gündemi değerlendirdi. Bakan Canikli’nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
-Paralel yapıyla mücadele
Paralel devlet yapılanması dediğimiz organizasyon, hukuki olarak Türkiye’nin devlet olarak mücadele etmesi gereken bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Terör örgütüdür. Hükümetin ortadan kaldırılmasını hedefleyen çalışmalar içerisindedir.
-MGK’da bununla ilgili kararlar alınacak mı?
Mücadele noktasında, dikkatin çekilmesi noktasında bir takım yeni cümleler duyabiliriz. Kararlılığın devamı yine gündeme getirilebilir. Yapılanma sadece belli alanlarda yoğunlaşarak bu mücadeleyi sürdürmüyor. Topyekün bütün devlet kurumlarında, her türlü yöntemi kullanıyor.
-Hukuksuz tahliye kararları
Sayısız kereler bu yapılanmaların belli noktalardan kontrol edildiği, bir çok noktadan ispat edildi. Son yaşananlar bunlardan bir tanesi. Bir hukuk kuralı açıkça ihlal ediliyor. Kime sorarsanız sorun, öyle bir yetkinin o hakimler tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını size söyler. Bu gerçekten artık en uç noktalardan bir tanesidir. Gözü karalığında en ileri noktalara vardığını gösteriyor. Kişi veya kişiler, kendi beyinlerini kullanmıyorsa, başkalarının güdümüne sokmuşsa, artık mantığıyla hareket edemez. Normal bir insanın karar verme merci devrede olsa, hiç bir hakim böyle bir karar veremez. Vicdanın, kalbin tamamen teslim edildiği bir yapıyla karşı karşıyayız. Eğer o talimatı veren merci, ölçüyü kaçırmışsa, bütün taraftarların hareketlerinde bunun izlerini görmek mümkün.
Bugüne kadar hukuk tarihimizde böyle bir olayla karşılaşmadık. Yargının da farklı düşündüğü olaylar gündeme gelmiş olabilir ama bugüne kadar bu kadar net bir konuda hakimlerin kanunu çiğnediği görülmemiştir. HSYK’nın aldığı karar hukukidir. Böyle bir tehditle karşı karşıya gelen hukuk sistemimizinde, bu tür tedbirler alması normaldir.
-Kirli oyunlarla karşı karşıya kalınabilir mi?
Üç partide paralel yapıyla yakın bir işbirliği içinde (HDP, CHP, MHP). Özellikle mahalli ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, çok açık bir şekilde ittifak ettiklerini, bu ittifakın paralel yapının öncülüğünde ortaya konulduğunu gördük. Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ile HDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı, kapalı kapılar ardında neyi konuşur?
Paralel yapı, başlarda çok daha sistematik hareket ediyordu. Büyük darbeler yedi, sistematiği bozuldu. Mantıksal bir yapı içinde karar alma mekanizmasına sahip değil, devlet tarafından çökertildi. Mantıksız kararlar alıyor. En son hakimlerin aldığı kararlar gibi. Sistem bozulduğu için can havliyle daha da hata yaparak adımlar atıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ile Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeninin görüşmesini de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor.
Mahalli ve genel seçimlerden sonra, paralel yapıyla CHP’nin ilişkisi bozuldu. Çünkü paralel yapı vaatlerini gerçekleştiremedi. Kesin garantiler verilmişti. Cumhurbaşkanımızın, cumhurbaşkanı seçilemeyeceği onların adaylarının seçileceği konusunda çok net güvenceler verilmişti.
CHP ve MHP, yeniden paralelin çizdiği kulvara geldi. İddia edildiği gibi kasetler mi vardır bunu bilemiyorum. Tekrar paralel yapının komutanlığında, 7 Haziran seçimlerine çalışmaya başladılar.
Güvenlik Paketi diye bilinen bir paket kabul edildi. O paketin görüşülmesinde, HDP ve MHP’nin aynı doğrultuda hareket etmesini son günlerdeki gelişmelere kadar anlayamamıştık. MHP o güne kadar savunduğu ilkeleri içeren paketin geçmemesi için mücadele verdi.
Daha sonra, MHP’nin, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday olarak göstermesi, bir çok soru işaretinin ortadan kalkmasına neden oldu. Paralel yapı yine çok büyük vaatlerde bulundu, sizi iktidar yapacağız diye. Daha önceki seçimlerde de benzer vaatlerde bulundu, yerine getiremedi. Üçlü bir koalisyon düşünün, MHP ve HDP’nin bir arada olmasının gerçekçi olmadığı gündeme gelebilir. HDP ve MHP kamuoyunu alıştırıyor. Muhtemelen, İhsanoğlu’nun başkanlığında bir model önerdiler. Her iki seçmene, MHP seçmenine HDP ile birlikte koalisyon yapmak için bir ön adımdı. 7 Haziran seçimleri için yine paralel yapının koardinatörlüğünde, yine çok büyük vaatleriyle bir proje yürütülüyor. HDP’nin paralel yapıyla ilişkisinin çok işareti yoktu, en son bu görüşmede soru işaretlerini ortadan kaldırdı.
-Ticarette yeni dönem başlıyor
1 Mayıs’tan itibaren yürürlüğe giriyor. En temel kural şu; artık ticari iletiler, önceden onayı alınmak üzere gönderilebilecek. 1 Mayıs’a kadar onay alınmış ise geçerlidir. Onay verilmiş olması her an vazgeçilme olasılığını ortadan kaldırmıyor. Vatandaş istediği anda reddedebilir. Vatandaş elektronik dünyamızı zindan eden SMS ve e-postalardan kurtulacak. Ciddi de para cezası var. Her bir ileti için. Birden fazla ileti gönderilmişse, ceza 50 bin liraya kadar çıkarılacak.
Amacımız, tüketicinin korunması, mağdur edilmemesi, aldatılmaması. Bilgiler doğru verilecek. Tüketici bir alışverişe başladığı zaman geriye gelebilmeli, iptal edebilmeli…
-İhracat
Sadece sizin alacağınız kararlar ihracatın seyrini belirlemez. 2008 krizinde AB’ye yaptığımız ticaret yüzde 22 oranında kesildi. Neden öyle bir daralma yaşandı. AB ülkelerinde, kriz insanların servetinde azalma meydana getirdi. Tüketim servetin bir fonksiyonudur. İnsanlar daha az satın almaya başladılar, bu durumda bizim mallarımız etkilendi. Bizimle alakalı olmaksızın, tamamen bizim dışımızda, AB piyasasındaki gelişmeler nedeniyle ihracatımız yüzde 22 oranında azaldı. Çok hızlı bir şekilde başka ülkelerle yelpazemizi genişlettik, kısa sürede bu açığı kapattık.
İhracatımızdaki daralmanın temel nedeni euro-dolar paritesiyle ilişkili. Euro cinsinden artış var. Ama bunu dolara çevirdiğinizde, daha önce 1,3’den çeviriyordunuz şimdi 1,5’den çeviriyorsunuz. İhracatımızda bir azalma söz konusu değil.
Önümüzdeki dönem içerisinde ihracatın büyümeye net katkısı ortaya çıkacaktır. Sadece iç piyasa dengeleriyle büyümeyi sağlamamız mümkün değil. Dolayısıyla ihracatın teşvik edilmesi önemli.
-1915 olayları
Akıllı yönetimin Türkiye aleyhine olabilecek hiçbir adım atmaması gerekir. Örnek olarak söylüyorum, bizim doğal gazı almamız gerekiyor. Ülkeye kızdık diyelim. Biz doğal gazı almaktan vazgeçebilir miyiz, ceza olsun diye? Geçemeyiz. Cezalandırma olacak ama en büyük cezayı Türk insanı çeker. Bu mantıkla hareket edilmeli. Bunu hesaba katmadan, o ülkenin bir şekilde cezalandırılması amacıyla politika uygulanamaz. Akılcı devlet yönetimi bunu gerektirir.
Ermeni diasporası, çok büyük sonuçlar hedefliyordu. Türkiye’nin aktif politikasıyla, uluslararası camiada sönük kaldı. Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı nedeniyle ortaya koyduğumuz politika ile gölgelendi, amaçlarına ulaşamadılar. Türkiye’nin ilk defa düzenleyebildiği bir hamledir. Biz artık hamle yapabiliyoruz. 10 yıl önce böyle hamleler düşünmemiz mümkün değildi. Ama artık öyle değil. Bütün dünya iki toplantıyı karşılaştırdı. Ve kesinlikle baskın olan Türkiye’deki törenler oldu. Bu şekilde Ermeni diasporasının haksız amacı savuşturulmuş oldu. Karar alan ülkelerin hiçbir şekilde sonuç alması mümkün değil.
Yalnız falan değiliz. Türkiye artık oyun kurucu. Rahmetli Ecevit’in Clinton’la buluşmasından servis edilen fotoğrafı vardı. Talimat alır gibiydi Ecevit, onur kırıcı bir görüntüydü. O görüntüler artık yaşanmayacak.
Paralel devlet yapılanması dediğimiz organizasyon, hukuki olarak Türkiye’nin devlet olarak mücadele etmesi gereken bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Terör örgütüdür. Hükümetin ortadan kaldırılmasını hedefleyen çalışmalar içerisindedir.
-MGK’da bununla ilgili kararlar alınacak mı?
Mücadele noktasında, dikkatin çekilmesi noktasında bir takım yeni cümleler duyabiliriz. Kararlılığın devamı yine gündeme getirilebilir. Yapılanma sadece belli alanlarda yoğunlaşarak bu mücadeleyi sürdürmüyor. Topyekün bütün devlet kurumlarında, her türlü yöntemi kullanıyor.
-Hukuksuz tahliye kararları
Sayısız kereler bu yapılanmaların belli noktalardan kontrol edildiği, bir çok noktadan ispat edildi. Son yaşananlar bunlardan bir tanesi. Bir hukuk kuralı açıkça ihlal ediliyor. Kime sorarsanız sorun, öyle bir yetkinin o hakimler tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını size söyler. Bu gerçekten artık en uç noktalardan bir tanesidir. Gözü karalığında en ileri noktalara vardığını gösteriyor. Kişi veya kişiler, kendi beyinlerini kullanmıyorsa, başkalarının güdümüne sokmuşsa, artık mantığıyla hareket edemez. Normal bir insanın karar verme merci devrede olsa, hiç bir hakim böyle bir karar veremez. Vicdanın, kalbin tamamen teslim edildiği bir yapıyla karşı karşıyayız. Eğer o talimatı veren merci, ölçüyü kaçırmışsa, bütün taraftarların hareketlerinde bunun izlerini görmek mümkün.
Bugüne kadar hukuk tarihimizde böyle bir olayla karşılaşmadık. Yargının da farklı düşündüğü olaylar gündeme gelmiş olabilir ama bugüne kadar bu kadar net bir konuda hakimlerin kanunu çiğnediği görülmemiştir. HSYK’nın aldığı karar hukukidir. Böyle bir tehditle karşı karşıya gelen hukuk sistemimizinde, bu tür tedbirler alması normaldir.
-Kirli oyunlarla karşı karşıya kalınabilir mi?
Üç partide paralel yapıyla yakın bir işbirliği içinde (HDP, CHP, MHP). Özellikle mahalli ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, çok açık bir şekilde ittifak ettiklerini, bu ittifakın paralel yapının öncülüğünde ortaya konulduğunu gördük. Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni ile HDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı, kapalı kapılar ardında neyi konuşur?
Paralel yapı, başlarda çok daha sistematik hareket ediyordu. Büyük darbeler yedi, sistematiği bozuldu. Mantıksal bir yapı içinde karar alma mekanizmasına sahip değil, devlet tarafından çökertildi. Mantıksız kararlar alıyor. En son hakimlerin aldığı kararlar gibi. Sistem bozulduğu için can havliyle daha da hata yaparak adımlar atıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ile Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeninin görüşmesini de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor.
Mahalli ve genel seçimlerden sonra, paralel yapıyla CHP’nin ilişkisi bozuldu. Çünkü paralel yapı vaatlerini gerçekleştiremedi. Kesin garantiler verilmişti. Cumhurbaşkanımızın, cumhurbaşkanı seçilemeyeceği onların adaylarının seçileceği konusunda çok net güvenceler verilmişti.
CHP ve MHP, yeniden paralelin çizdiği kulvara geldi. İddia edildiği gibi kasetler mi vardır bunu bilemiyorum. Tekrar paralel yapının komutanlığında, 7 Haziran seçimlerine çalışmaya başladılar.
Güvenlik Paketi diye bilinen bir paket kabul edildi. O paketin görüşülmesinde, HDP ve MHP’nin aynı doğrultuda hareket etmesini son günlerdeki gelişmelere kadar anlayamamıştık. MHP o güne kadar savunduğu ilkeleri içeren paketin geçmemesi için mücadele verdi.
Daha sonra, MHP’nin, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday olarak göstermesi, bir çok soru işaretinin ortadan kalkmasına neden oldu. Paralel yapı yine çok büyük vaatlerde bulundu, sizi iktidar yapacağız diye. Daha önceki seçimlerde de benzer vaatlerde bulundu, yerine getiremedi. Üçlü bir koalisyon düşünün, MHP ve HDP’nin bir arada olmasının gerçekçi olmadığı gündeme gelebilir. HDP ve MHP kamuoyunu alıştırıyor. Muhtemelen, İhsanoğlu’nun başkanlığında bir model önerdiler. Her iki seçmene, MHP seçmenine HDP ile birlikte koalisyon yapmak için bir ön adımdı. 7 Haziran seçimleri için yine paralel yapının koardinatörlüğünde, yine çok büyük vaatleriyle bir proje yürütülüyor. HDP’nin paralel yapıyla ilişkisinin çok işareti yoktu, en son bu görüşmede soru işaretlerini ortadan kaldırdı.
-Ticarette yeni dönem başlıyor
1 Mayıs’tan itibaren yürürlüğe giriyor. En temel kural şu; artık ticari iletiler, önceden onayı alınmak üzere gönderilebilecek. 1 Mayıs’a kadar onay alınmış ise geçerlidir. Onay verilmiş olması her an vazgeçilme olasılığını ortadan kaldırmıyor. Vatandaş istediği anda reddedebilir. Vatandaş elektronik dünyamızı zindan eden SMS ve e-postalardan kurtulacak. Ciddi de para cezası var. Her bir ileti için. Birden fazla ileti gönderilmişse, ceza 50 bin liraya kadar çıkarılacak.
Amacımız, tüketicinin korunması, mağdur edilmemesi, aldatılmaması. Bilgiler doğru verilecek. Tüketici bir alışverişe başladığı zaman geriye gelebilmeli, iptal edebilmeli…
-İhracat
Sadece sizin alacağınız kararlar ihracatın seyrini belirlemez. 2008 krizinde AB’ye yaptığımız ticaret yüzde 22 oranında kesildi. Neden öyle bir daralma yaşandı. AB ülkelerinde, kriz insanların servetinde azalma meydana getirdi. Tüketim servetin bir fonksiyonudur. İnsanlar daha az satın almaya başladılar, bu durumda bizim mallarımız etkilendi. Bizimle alakalı olmaksızın, tamamen bizim dışımızda, AB piyasasındaki gelişmeler nedeniyle ihracatımız yüzde 22 oranında azaldı. Çok hızlı bir şekilde başka ülkelerle yelpazemizi genişlettik, kısa sürede bu açığı kapattık.
İhracatımızdaki daralmanın temel nedeni euro-dolar paritesiyle ilişkili. Euro cinsinden artış var. Ama bunu dolara çevirdiğinizde, daha önce 1,3’den çeviriyordunuz şimdi 1,5’den çeviriyorsunuz. İhracatımızda bir azalma söz konusu değil.
Önümüzdeki dönem içerisinde ihracatın büyümeye net katkısı ortaya çıkacaktır. Sadece iç piyasa dengeleriyle büyümeyi sağlamamız mümkün değil. Dolayısıyla ihracatın teşvik edilmesi önemli.
-1915 olayları
Akıllı yönetimin Türkiye aleyhine olabilecek hiçbir adım atmaması gerekir. Örnek olarak söylüyorum, bizim doğal gazı almamız gerekiyor. Ülkeye kızdık diyelim. Biz doğal gazı almaktan vazgeçebilir miyiz, ceza olsun diye? Geçemeyiz. Cezalandırma olacak ama en büyük cezayı Türk insanı çeker. Bu mantıkla hareket edilmeli. Bunu hesaba katmadan, o ülkenin bir şekilde cezalandırılması amacıyla politika uygulanamaz. Akılcı devlet yönetimi bunu gerektirir.
Ermeni diasporası, çok büyük sonuçlar hedefliyordu. Türkiye’nin aktif politikasıyla, uluslararası camiada sönük kaldı. Çanakkale Savaşı’nın 100. yılı nedeniyle ortaya koyduğumuz politika ile gölgelendi, amaçlarına ulaşamadılar. Türkiye’nin ilk defa düzenleyebildiği bir hamledir. Biz artık hamle yapabiliyoruz. 10 yıl önce böyle hamleler düşünmemiz mümkün değildi. Ama artık öyle değil. Bütün dünya iki toplantıyı karşılaştırdı. Ve kesinlikle baskın olan Türkiye’deki törenler oldu. Bu şekilde Ermeni diasporasının haksız amacı savuşturulmuş oldu. Karar alan ülkelerin hiçbir şekilde sonuç alması mümkün değil.
Yalnız falan değiliz. Türkiye artık oyun kurucu. Rahmetli Ecevit’in Clinton’la buluşmasından servis edilen fotoğrafı vardı. Talimat alır gibiydi Ecevit, onur kırıcı bir görüntüydü. O görüntüler artık yaşanmayacak.